SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

TALAK BAHSİ

<< 1484 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

56 - (1484) وحدثني أبو الطاهر وحرملة بن يحيى (وتقاربا في اللفظ) (قال حرملة: حدثنا. وقال أبو الطاهر: أخبرنا ابن وهب) حدثني يونس بن يزيد عن ابن شهاب. حدثني عبيدالله بن عبدالله بن عتبة بن مسعود ؛ أن أباه كتب إلى عمر بن عبدالله بن الأرقم الزهري، يأمره أن يدخل على سبيعة بنت الحارث الأسلمية، فيسألها عن حديثها وعما قال لها رسول الله صلى الله عليه وسلم، حين استفتته. فكتب عمر بن عبدالله إلى عبدالله بن عتبة يخبره ؛ أن سبيعة أخبرته ؛ أنها كانت تحت سعد بن خولة. وهو في بني عامر بن لؤي. وكان ممن شهد بدرا. فتوفي عنها في حجة الوداع وهي حامل. فلم تنشب أن وضعت حملها بعد وفاته. فلما تعلت من نفاسها تجملت للخطاب. فدخل عليها أبو السنابل بن بعكك (رجل من بني عبدالدار) فقال لها: ما لي أراك متجملة ؟ لعلك ترجين النكاح. إنك، والله ! ما أنت بناكح حتى تمر عليك أربعة أشهر و عشر. قالت سبيعة: فلما قال لي ذلك، جمعت على ثيابي حين أمسيت. فأتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم فسألته عن ذلك ؟ فأفتاني بأني قد حللت حين وضعت حملي. وأمرني بالتزوج إن بدا لي.

قال ابن شهاب: فلا أرى بأسا أن تتزوج حين وضعت. وإن كانت في دمها. غير أن لا يقربها زوجها حتى تطهر.

 

{56}

Bana Ebû't-Tahir île Harmele b, Yahya rivayet ottiler Lafızları birbirine yakındır. Harmele (Bize rivayet etti) tabirini kullandı. Ebû't-Tahir ise: Bize İbni Vehb haber verdi, dedi. (İbni Vehb dediki): Bana Yûnus b. Yezîd, İbni Şihab'dan naklen rivayette bulundu (Demişki): Bana Ubeydullah b. AbdiIIah b. Utbe b. Mes'ûd rivayı etti ki,

 

Babası, Ömer h. Abdillah b. Erkam ez-Zührî'ye mektup yazarak Sübey'a binti Haris el-Eslemiyye'nin yanına girmesini, ona kendi hadisini ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e fetva sorduğu vakit kendisine ne söylediğini sormasını emretmiş. Ömer b, Abdillah da Abdullah b. Utbe'ye. mektup yazarak Sübey'a'nın kendisine şunları haber verdiğini bildirmiş:

 

Sübey'a Benî Amir b. Lüey kabilesinden Sa'd b. Havle ile evlîymiş Bu zat Bedir gazasına iştirak edenlerdenmiş. Bilahare karısı hamile iken Veda' haccında (Sa'd) vefat etmiş. Onun vefatından sonra çok geçmeden karısı doğurmuş. Nifasından temizlendiği vakit kendisini isteyecekler için giyinip kuşanmış. Derken yanına Benî Abdiddar kabilesinde Ebû's-Senabil b. Ba'kek isminde bir adam girerek :

 

— Acep seni neden giyinmiş kuşanmış görüyorum! Galiba evlenme istiyorsun. Vallahi üzerinden dört ay on gün geçmedikçe sen evlenemezsin demiş.

 

Sübey'a diyor ki: O zat bana bunu söyleyince geceleyin üzerimdeki elbiseyi çıkardım. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek bu meseleyi ona sordum. Bana doğurduğum anda helal olduğum fetvasını verdi ve istersen evlenmemi emir buyurdu.

 

ibni Şihab: «Doğurduğu vakit evlenmesinde bir beis görmüyorum velevki nifası içinde olsun. Ancak temizlenmedikçe kocası ona yakınlık edemez.» demiş.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buharî «Meğazî» ve «Talak» bahislerinde; Ebu Davûd, Nesaî ve îbni Mace «Talak»da muhtelif ravilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Hz. Sübey'a'nın kocası Sa'd b, Havle (Radiyallahu anh) bazılarına göre Beni Amir b. Lüey kabilesindendir. İbni Hişam onun Yemenli olduğunu, Benî Amir'in müttefiki bulunduğunu söylemiştir. Aslen İranlı olduğunu söyleyenlerde vardır. Vakıdî'nin beyanına göre kendisi Habeşistan'a hicret eden ikinci kafiledendir. İbni Cerir Taberi Sa'd (Radiyallahu anh)'in yedinci hicrî yılda vefat ettiğini bildiriyorsa da doğrusu bu  hadîste beyan edildiği vecihle Veda' haccında vefat etmiştir. Ebû Ömer îbni Abdilberr, karısının birkaç gece sonra doğurduğunu söyler, bazıları Sübey'a'nın kocasının vefatından bir ay; bir takımaları yirmi beş-gün sonra doğurduğunu söylemişlerdir. Bu müddetten daha azda doğurduğunu iddia edenler de vardır. Hz. Sübeya'nın Hudeybiye anlaşmasından sonra nüslümanliğr kabul eden ilk kadın olduğu söylenir.

 

Ebû's-Senabil in ismi Amr'dır. îbni Abdilberr bu zatın künyesi ile meşhur olduğunu, isminin Habbeb b. Bakek el-Kuraşi el-Amiri olduğunu kaydetmektedir. Rivayete göre şair bir zat imiş Hadîs-i şerif hamile kadının iddeti doğurmakla biteceğine delildir.

 

Selef ve halef ulemanın cumhuru buna kaildirler. Onlara göre kocası ölen bir kadın bir lahza sonra doğursa iddeti biter; ve derhal başkası ile evlenebilir. Bütün mezhep imamlarının kavilleri'de budur. Yalnız Hz..Ali İbnî Abbas (Radiyallahu anh) ve Malikîler'den îbni Suhnün: «Kocası ölen kadın vefat müddeti ile doğum; müddetinin hangisi daha uzun sürerse onu bekler.» demişlerdir. Maamafih İbni Abbas (Radiyallahu ahh)'ın bu sözünden döndüğü de rivayet olunmuştur. Şa'bî ile Hasan-ı Basrî, ibrahim Nehaî ve «Hammad'a göre böyle bir kadın nifasından temizlenmedikçe evlenemez.

 

Cumhur babımız hadîsi ile istidlal etmiş; bu hadîsin: «Sizlerden vefat edip de (geride) karılarını bırakanlar yokmu, o kadınler- bizzat dört ay on gün iddet beklerler.» ayet-i kerîmesinin umumunu tahsis: «Hamilelerin iddeti de doğurmalarıdır.» ayetinin boşanan ve kocası ölen bütün kadınlara amm ve şamil olduğunu beyan ettiğini söylemişlerdir, Zikri geçen iki ayetin umumları birbirine muarızdır. Usûl-i fıkıh kaidelerine göre iki umûm tearuz ederse birini tahsis edecek bir müreccih aranır. Burada müreccih vardır. Sübey'a hadîsi dört ay on gün ayetini tahsîs etmektedir. Binaenaleyh dört ay on gün iddet, hamile olmayan kadınlara mahsustur.

 

Subey'a hadîsi' Şa'bi ve arkadaşlarının aleyhine delildir. Çünkü bu hadîs iddetin. doğurmakla biteceğini tasrîh etmektedir.